Kurbanın kesilme amacı nedir?

Allahü Teâlâ inanan kullarına kulluk borcu olarak bedenî, lisânî, kalbî ve mâlî ibadet ve mükellefiyetler yüklemiştir. Her biri Allah’ın rızasını kazanmaya rahmet ve nusretine yakın olmaya ve ahiret hayatında büyük nimet ve yüce derecelere kavuşmamıza vesile olacak mâlî ibadetlerden birisi de kurban kesmektir.

Kurban Allah rızası için, ibadet niyeti ile belirli günlerde cins, yaş ve vasıflarını dinimizin tayin ve tesbit buyurduğu hayvanlardan birini kesmektir.

Kurban, Yakınlık manasınadır ve kendisi ile Allah’a yaklaşılan şey demektir.

Bu itibarla dini manada kurban: ‘ Allah’a yaklaşmak için belirli vakitte kesilen hususi hayvanın adıdır’.

Kurban kesmekten asıl maksat: İlahi emre itaat ve teslimiyetle, Kul’un Allah’a yakınlık kazanmasıdır.

Kurban, Hak yolunda fedakarlığın bir alameti , Cenab-ı Allah’ın verdiği nimetlerin bir şükranıdır. Bunun neticesi de, bir çok sevaba nail olmak ve nice felaketlerden kurtulmaktır.

Kurban bayramında kesilen kurbanın, Din ıstılahındaki adı ‘Udhiye kurbanı’ dır. Fıkıh ilminde kurbanın bu isimle anılması; bayram günlerinde kurbanların umumiyetle Duha vaktinde, yani kuşlukta kesilmiş olması sebebiyledir.
( Şir’atül İslam S 218 )

Türk dilinde Kurban lafzı , Din ıstılahındaki Udhiye kelimesinin karşılığı olarak kullanılır. Kurban lafzı da, Udhiyye kelimeside Arapçadır. Arapça bir tabir olmakla beraber Kurban lafzı Türkçemizde çok kullanıldığından, türkçeleşmiş bir kelime olmuştur.

Kurban kesmek, İslam Dini’nin temel hükümlerindendir. Bu itibarla bir kimse, kurban kesmek yerine parasını tasadduk edeyim dese, bu caiz olmaz. Kurbanın rüknü, Allah için kanının akıtılmasıdır.( Şir’atül İslam S 218 )

Önceki ümmetlerde de meşru olan kurban: Ahir zaman ümmeti için, hicretin ikinci senesinde meşru kılınmıştır. Kurban’nın meşruiyyeti; kitap ile , sünnet ile , ümmetin icmai ile sabittir.

Kurban Allah'a yakın olmak maksadı ile yapılan bir ibadet olup sadece rasulullah efendimiz zamanında değil insanlığın yaratılışından itibaren vardır. Nitekim

بسم اللَّهِ الرحمن الرحيم

وَإِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلاَئِكَةِ إِنِّي جَاعِلٌ فِي الأَرْضِ خَلِيفَةً قَالُواْ أَتَجْعَلُ فِيهَا مَن يُفْسِدُ فِيهَا وَيَسْفِكُ الدِّمَاء وَنَحْنُ نُسَبِّحُ بِحَمْدِكَ وَنُقَدِّسُ لَكَ قَالَ إِنِّي أَعْلَمُ مَا لاَ تَعْلَمُون

Cenabu Hak Meleklere "Ey Meleklerim yer yüzünde bir halife yaratacağım" dediği zaman, Melekler ’Yarabbi biz seni tesbih ve takdis ediyoruz yer yüzünde kan dökücü ve yer yüzünde ifsat edici bir varlık mı yaratacaksın?’ diye itirazvari bir söz söyledikleri zaman "Ey Meleklerim sizin bilmediğinizi ben bilirim" buyurmuştu.(Süre´i Bakara Ayet 30)